Karanlığın Sol Eli - Ursula K. Le Guin || Yorum

31.3.16

15740891
                              
Selam arkadaşlar
Bitirmesi 2 ayımı alan toplamda 256 sayfalık ve hakkında ne düşüneceğimi bilmediğim bir kitabı yorumlamaya çalışacağım.

Ama öncelikle beni benden alan ve çook merak etmemi sağlayan arka kapak yazısını okuyun 

"Bilim-kurgu"nun en önemli iki ödülü olan Hugo ve Nebulayı kazanarak kısa zamanda türünün klasikleri arasına giren "Karanlığın Sol Eli", dünyamıza çok benzeyen Kış adlı bir gezende geçer. 
Bu gezegende yılın en sıcak zamanlarında bile yarı-kutup iklimi yaşanır ve tüm sakinleri çift cinsiyetlidir (androjen). 
Cınsel kimliğin bir statü ya da güç aracı olarak kullanılmadığı bu gezegende kişiler yılın belli bir döneminde o anki hormonal durumlarına göre erkek ya da kadın olmaktadırlar. Öyle ki, birkaç çocuk doğurmuş bir ana daha sonra başka çocukların babası olabilmektedir. "Arkadaşlık" ve "sevgililik" arasındaki "boşluk" anlamsızlaşmış; insan düşüncesini belirleyen düalizm eğilimi azalmış; insanlığın güçlü/ zayıf, koruyucu / korunan, hükmeden / hükmedilen, sahip olan / sahip olunan... ve benzeri ikiliklerini oluşturan temeller zayıflamış gibidir. Cehaletin, şimdinin, mevcuduyetin ilerlemeden daha gözde olduğu bir gezegendir Kış.
Bir gün Kışa uzaydan bir erkek elçi gelir ve onların da katılmasını istediği bir gezegenler birliğinden söz eder... Elçinin gelişiyle birlikte yerli ile yabancı, erkek ile dişi, benzerlik ile benzemezlik, parça ile bütün arasındaki ilişki ve çelişkiler insanlardaki karşılıklarını bulup yaşamaya başlarlar...
Zihni kapasitesini zorlayan hayeller kurmayı hâla sevenler için..




Kitap insanların cinsel kimliklerinin olmadığı sadece yılın belli bir bölümünde kemmer'e girince iki cinsiyetten birini seçiyorlar ve ya erkek yada kadın oluyorlar.Bir önceki kemmerde erkek olan sonrakinde kadın olabiliyor.Tam tersi içinde geçerli öncekinde kadın olan sonradan erkek oluyor.

Ama olay bununla çok az alakalı ne yazık ki sadece o dünyanın, yani kış gezegeninin özelliği bu.

Kış gezegenine başka bir gezenden gelen ve cinsiyeti tamamen(!) erkek olan Genli Ai geliyor.Amacı bu gezegendeki 88 ülkeyle ve kendi gezegeniyle iş birliği sağlamak.

Kitapta okuduğumuzda tamamen bu süreçte yaşananlar ve Genlinin başına gelenler.



Genli'nin androjen olmamasını çok garipsiyorlar ,hatta sürekli kemmerde olmasından dolayıda acıyorlar adama.

Karakterler androjen ama ben okurken sırf erkek karakterlerden oluşmuş bir kitap okumuş gibi oldum.Yazar buna engel olmaya çalışmış, karakterin bazı haraketlerinin erkeksi bazılarının kadınsı oluşundan falan behsetmiş ama karakterler tamamen erkek olarak canlandı kafamda.





256 sayfa olmasına rağmen bazı kısımlar uzatılmış gibi geldi,yolculuktalar  mesela bir kaç defa aynı şeyleri farklı kelimelerle okutuyor.
Kitabın büyük kısmının yolculukla geçtiğini söylemeliyim sanırım.

Kitap tamamen cinsiyet ve cinsiyetçilik üzerine yazılmışta diyebiliriz aslında.Yazar cinsiyet eşitliği üzerine bir kitap çıkarmış.Böyle bir kitap yazan bir yazarın geçen yıl Ishiguro'ya "Kitabını tabi ki bir fantastik eser olarak görecekler" demesi saçma geldi.Çünkü kendisinin bu kitabı yazmakta ki amacı sadece bir fantastik kitap yazmak değil kesinlikle.

Kitap benim için yer yer dayanılmaz sıkıcılığı olan ama konusu çok orijinal ve yer yer heyecanlandırıp sayfaları hızlıca çevirten fakat genel toplamda ortalama olan bir kitaptı.

256 sayfada hem sıkıntıdan öldürüp hen heyecanlandırdığın için tişikkirler Ursula,kesinlikle mülksüzlerini ve yerdeniz büyüsü kitaplarını okuyup ondan sonra fikrimi belirteceğim senin hakkında :)

Daha önce Herhangi bir Ursula kitabı okumamışsanız UZAK DURUN! yoksa pişman olacağınıza eminim.

Ursula ile bir tanışıklığınız varsa daha çok zevk alacağınıza ve beğeneceğinize eminim okuduğum yorumlarda da bunu söylüyor insanlar.




                                                                    3.5/5

**Ayrıntı yayınlarının minicik puntolarıyla kör olma tehlikesi vardır dikkat ediniz.

You Might Also Like

2 yorum

  1. Bu kadar uzun sürede bitirmene şaşırmadım açıkçası, çok normal buldum. Kitabın arka kapak yazısı da kapağı da adı da yazarı da insanı okumaya itiyor. Bir de hakkındaki güzel yorumları görünce ben de dayanamamıştım. Konusunu yorumlardan az çok biliyordum ve dediğin gibi acayyyip özgün bir konusu var kitabın. Yazarın ünü ve kimliği de belli, insan devasa beklentilerle başlıyor. Ama söylediklerine kesinlikle katılıyorum ben sanırım bir yüz sayfa kadar okumuştum ve ruh halim aynı seninki gibiydi yani. Ama ben sebat edip sonunu getiremedim kitabın ki ben yarım bırakmaktan nefret ederim kitapları. O derece sıkılmışım demek ki. Yine de tamamen rafa kaldırdım sayılmaz kitabı. Hiç Ursula okumayanlar için durum böyle oluyor ne yazık ki, seninle aynı fikirdeyim. O yüzden önce daha beğenilen kitaplarını okuyup bu kitaba bir şans daha vereceğim. Zira konusu gerçekten çok sıradışı, anlatılmak istenenin de güzel bir şey olduğunu umuyorum.. :')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendini zorlama sakın gideri var çünkü kitabın.Kafana estiği bir zaman belki yazın rahat bir zamanda tamamlarsın kitabı.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Bumerang - Yazarkafe

Görüntüleme Sayısı

Bumerang - Yazarkafe

Subscribe